react course 14

Okulöncesi Dönemde Ahlaki Gelişim

Çocuğunuz büyüdükçe onunla birlikte ahlak duygusu da gelişecektir. Çocuğun ahlak algısı onun diğer insanları, sınırları ve adalet anlayışını da doğrudan etkileyecektir. Onun temel inançları, mizacı ve yaşam deneyimleri gibi sadece birkaç şey yetişkinlik dönemindeki ahlaki tutumu üzerinde belirleyici bir etki bırakacaktır. Özellikle okulöncesi bu dönemde çocukların televizyonda izledikleri, oyun oynarken diğer arkadaşlarından gördükleri ve sizin tutumunuzdan anladıkları her şey onların etik ve ahlak kavramını kavramsallaştırmasında birer rehber niteliği taşır.

Yaklaşık 2 yaşından itibaren çocuklarda neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair bir duygu gelişmeye başlar. Çoğunlukla bu algıları yaptıkları davranışın sonuçlarından öğrendiklerine göre şekillenir. Bu yüzden sizin de fark edebileceğiniz üzere özellikle okulöncesi dönemdeki çocuklar ödül ve ceza üzerinden yaptıkları davranışın doğru mu yanlış mı olduğunu anlamlandırmak üzere programlıdırlar. Eğer kimi zaman çocuğunuz bir arkadaşını incittiğinde üzülmüyorsa bu sizi endişelendirmesin, empati yapabilme becerisi 4-5 yaş civarı gelişecektir ve sizin de rehberliğinizle beraber empati yapmayı öğrenebilecektir.

Unutmamak gerekir ki çocuklar yetişkinler gibi hayatlarını belirleyecek büyük ahlaki kararlar vermezler, onların genellikle karşı karşıya kaldığı durumlar aşağıdaki gibi olacaktır:

  • İstemesem bile oyuncağımı arkadaşımla paylaşmalı mıyım?
  • Benimle oynamadığı için o kişiye vurabilir miyim?
  • Canım, kız kardeşimin oyuncağı ile oynamak istediği için, onu izinsiz almalı mıyım?
  • Beklemek istemediğim için sırayı bozabilir miyim?
  • Babam bakmıyorken ağzıma abur cubur atabilir miyim?

Ahlaki Kurallar Hakkında Net Olun

Araştırmalar gösteriyor ki, çocuklar onlara anlatılan bir hikayedeki ahlaki vurguyu 5 ile 6 yaşlarındayken idrak etmeye başlıyor. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklar hikayediki ahlaki atıfı başkası üzerinden anlamak söz konusu olduğunda daha fazla güçlük yaşıyorlar, çünkü empati yapmak onlar için epey soyut bir kavram olarak kalıyor. Anlamakta güçlük yaşadıklarından dolayı ebeveynlerin ahlaki değerleri anlatırken olabildiğince sade ve net olması gerekiyor. Örneğin ‘Başkalarına ait eşyaları almayız çünkü o eşyalar bize ait değil. Eşyasını bulamamak arkadaşını üzerdi ve biz insanları üzmeyiz. Diğer insanlara karşı kibar olmalıyız.’

Çocuğunuz ahlaki konseptleri anlamaya başladıkça ona okuduğunuz hikayelerdeki etik değerleri sorgulamaya ve size sürekli ‘neden’ diye sormaya başlayacaktır. Çocuğunuza olabildiğince çok kitap okuyup hikaye anlatarak ona öğrettiğiniz değerleri hayattaki farklı durumlara genelleyip genelleyemediğini kontrol edin.

Utanç Yerine, Suçluluk
Çocuğunuz ona aşıladığınız bir ahlaki değeri ihlal ettiğinde bu davranışı onda bir duygu oluşturmalıdır. Bu noktada çocuğunuz suçluluk ve utanç duygularından birini hissedecektir. Bu noktada eğer çocuğunuz utanç hissediyorsa bu onun ‘Ben kötü birisiyim ve kötü bir şey yaptım’ diye düşünmesinden kaynaklanırken, bu durumda sağlıklı bir tepki olan suçlulukta ise çocuğunuz ‘Ben kötü bir şey yaptım.’ diye düşünüyor olacaktır.

Suçluluk normal ve sağlıklı bir duygudur.

Utanç hisseden çocuğunuz doğru zamanda doğru şeyi yapamayacak kadar beceriksiz olduğu yanılgısına kapılabilir. Örneğin utanç duygusunu çok benimsemiş bir çocuk yaşıtları ona herhangi bir konuda zorbalık yaptığında kolaylıkla boyun eğebilir ve bazı değerleri işgal edildiğinde yaşıtlarına karşı direnç göstermede epey zorluk yaşayabilir. Utanç ve suçluluk arasındaki bu ayrım çocuğunuzun yaptığı davranış üzerinden olumsuz bir benlik algısı geliştirmemesi açısından önemlidir. Böylelikle çocuğunuz iyi bir insan olduğunu ve bir sonraki sefer daha iyi bir seçim yapabileceğini biliyor olur. Yaptığı davranıştan pişmanlık duyan çocuğunuz doğru teşvikle birlikte daha çok çabalamaya yönlendirilebilir.

Çocuğunuzu yapamadığı şeyler için kınamayın, bunun yerine onun benlik algısını güçlendirin

Çocuğunuza ‘Kötü Çocuk’ veya ‘beni sürekli hayal kırıklığına uğratıyorsun.’ gibi onların kendini algılama şekline etki eden yaralayıcı sözler söylemekten kaçının. Bunun yerine ‘Bu yanlış bir karardı.’ Veya ‘Bu kararı vermen beni hayal kırıklığına uğrattı.’ Gibi söylemlerde bulunmayı tercih edebilirsiniz.

Çocuğunuzun davranışını düzeltin, duygusunu değil.

‘Bu kadar öfkelenecek ne var ki’, ‘Küsecek bir şey yok.’ Ya da ‘Abartıyorsun, kendine gel.’ Demek yerine ‘Çevremizde insanlar olduğu için biraz kısık sesle konuşalım.’ Diyebilirsiniz. Netleştirmeniz gereken şey çok üzülmesi, öfkelenmesi, heyecanlanması gibi tüm duygularının hiçbir sorun teşkil etmediği ancak diğer insanlara vurmak, rahatsızlık vermek, onlara lakap takmak gibi davranışların kabul edilemez olduğu olmalıdır.

Empati Kurmayı Öğretin

Çocuğunuza empati kurmayı öğretmek için hiçbir zaman erken değildir. Ona sık sık ‘Bu çocuğa vurduğunda ne hissetmiş olabilir?’, ‘Sence arkadaşı onunla oyuncağını paylaşmadığında ne hissetmiştir?’ gibi sorular sorun.

Rol Model Olun

Eğer çocuğunuzun yalan söylememesini istiyorsanız buradaki rol model sizin dürüstlüğünüz olacaktır. Unutmayın siz bazı şeylere ‘beyaz yalan’ deseniz bile çocuğunuz henüz soyut düşünebilme becerisi zayıf olduğundan bunu yalan olarak algılayacaktır. Onun yardımsever olmasını istiyorsanız, başkalarına yardım ettiğinizden emin olun. Onun kimliğini oluşturma noktasındaki ilk ve en önemli referansının siz olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın. Çocuğunuzun ahlaki gelişimi birkaç haftalık bir süreç sonunda değil, ortaokulun sonuna kadar uzanacak bir süreçte zaman içerisinde şekillenecektir. Sizden gelen tutarlı ve sürekli bir rehberlikle birlikte o da kendine ahlaki bir pusula geliştirebilecektir.

Paylaş :

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer İçerikler

Öfke nöbeti nedir? Öfke nöbetleri pek çok formda karşımıza çıkabilir. Kısaca çocuğunuzun eşiğin üzerinde kızgınlık, öfke ve uyum problemleri gösterdiği...
Albert Ellis tarafından geliştirilen rasyonel duygucu davranışçı terapi, danışanların irrasyonel düşüncelerini belirlemeye ve bu düşüncelere alternatif düşünceler bulmaya odaklanır Ellis’in...
Kişilik bozukluğuna ergenlikte veya genç yetişkinlikte ortaya çıkan, kişinin kendiliğine ve içinde bulunduğu kültüre ve topluma uyumunu bozan, birey büyüdükçe...